Frengi nedir
Frengi nedir; Frengi; cinsel yol ile bulaşan yaygın hastalıklardandır. Bu hastalığa treponema pallidum ismi verilen mikroorganizma sebep olur. Frengi diğer adı ile sifiliz; belirtileri başka cinsel yol ile bulaşan hastalıklarda da görülebildiği için; sifiliz testi yapılarak kesin tanı koyulabilmektedir.
Frengi nedir; Frengi; cinsel yol ile bulaşan yaygın hastalıklardandır. Bu hastalığa treponema pallidum ismi verilen mikroorganizma sebep olur. Frengi diğer adı ile sifiliz; belirtileri başka cinsel yol ile bulaşan hastalıklarda da görülebildiği için; sifiliz testi yapılarak kesin tanı koyulabilmektedir.
Frenginin belirtileri nelerdir?
Frenginin belirtileri mikrop vücuda giriş yaptıktan sonra, evrelerin ilerlemesi şeklinde ortaya çıkar. Derhal tedavi edilmez ise seneler boyunca kalabilen bir enfeksiyondur. Görülecek belirtiler, enfeksiyonun evrelerine göre değişiklik gösterir. Bu evreler şu şekildedir;
- Evre: Primer Sifiliz
Enfekte kişi ile cinsel ilişki kurulduktan sonra; 10 ila 90 gün arasında 3.haftada yakınmalar görülmeye başlanır. Mikrop; kan yolu ile vücuda yayılır. Yaklaşık 20-25 gün kadar geçtikten sonra, bakteri nereden vücuda giriş yapmış ise orada kırmızı, ıslak, çevresi belirgin; fakat ağrı yapmayan çıbanı andıracak yaralar oluşur.
Penisin deri yüzeyinde ya da rektumda; kadınlarda ise dış genital alan yüzeyinde ya da çok nadir vajinanın içerisinde ve rektumda olur. Aynı zamanda ağız ve dudakta da görülebilen bu yaralar 2 ila 3 hafta sonra kadar kendiliğinden geçer. Bu nedenle pek çok kişi bu yaraları önemsemez.
- Evre: Sekonfer Sifiliz
Enfeksiyonun bulaşmasında 6 ila 8 hafta sonrasında başlayan ikinci evre en bulaşıcı olan evredir. Bu hastalık tedavi edilmediği takdirde, bakteri tüm vücuda yayılarak; yaklaşık 3 ila 5 ay sonrasında, hastada; yorgunluk, eklem ağrıları, vücudun birçok bölgesinde kaşıntısız döküntülerin görülmesine sebebiyet verir. Kadınlarda dış genital bölgede; erkeklerde testis torbalarında geniş, beyazımsı, siğile benzer lezyonlar görülebilir. Kilo kaybı ve iştahsızlık yaşanır. Kaş ve saç dökülmeleri belirginleşir. Hastalığın bu evresi uzun sürer.
- Latent Evre: Gizli Dönemdeki Sifiliz
Hastalığın belirtileri görülmese de, yapılan testler neticesinde hastalığın pozitif olduğu görülür ve bulaşıcı niteliğindedir. Bu evre; erken evre ve geç latent evre olarak ikiye ayrılır. Pek çok organı etkileyen bu bakteri, halen vücutta olduğu için bu evre 5 ila 10 sene kadar sürebilmektedir. Erken evre ve geç gizli evrenin ayrılması; hastalığın bulaşıcılığı ve tedavi edilmesi için önemlidir.
- Üçüncü Evre: Tersiyer Sifiliz
Enfeksiyonun son basamağı olan bu evrede; sifiliz (frengi) neticesinde oluşan hastalıklar görülür. Mikroplar; kemik ve sinir dokularında, ciltte, karaciğerde, kalpte ve arterle damarlarında artmaya başlar. Vücut yavaş yavaş hasara uğrar. Hastada, ölümle sonuçlanabilecek çok ciddi rahatsızlıklara yol açar.
Frengi nasıl bulaşır; Genellikle penis, vajina ve anüste var olan lezyonlara edilen temas ile bulaşabilmektedir. Lezyonlar dil ve ağız içinde de bulunabildiği için hastalık oral yol ile da yayılabilmektedir. Hastalığın anal ya da oral yol ile de yayılıyor olabilmesi sebebiyle homoseksüel ilişkilerle de geçebilmesi mümkündür. Aynı zamanda; gebe anneden, bebeğe de geçebilmektedir.
Frenginin tedavisi nasıldır?
Bu hastalık; erken evrelerinde saptanıldığında uygulanan antibiyotiklerle kolay bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu tedaviler ile frengi bakterisinin daha fazla hasara uğratmadan öldürülmesi sağlanır. Bu hastalığın ilk evrelerinde; tedavi, 2 ila 3 ay kadar sürerken, ileri evrelerinde 1 ila 2 yıl kadar sürebilmektedir. Frengi hastalığı olan kişilerin; bu dönemde tam iyileşme görmeden, cinsel ilişki kurması yasaktır. Bu kişiler aynı zamanda cinsel ilişkiye girdikleri kişileri uyararak, frengi testi yapmalarını istemelidirler.
Şunu unutmamak gerekir; başarı ile tamamlanan bir tedaviden sonra bile hastalığın yeniden tekrar etme ve bulaşma durumu her zaman vardır. Kişilerin tedavilerinden sonra, bakterinin tamamen uzaklaşıp uzaklaşmadığını anlamaları için 3. 6. 12. ve 24. aylarda idrar ve kan örneklerini aldırarak, kontrollerini devam ettirmeleri gerekir.